SÖZLEŞME HUKUKU
Sözleşme; en az iki taraf tarafından bir hukuki sonuç doğurmaya yönelik irade açıklamalarından meydana gelen hukuki işlemdir. Sözleşme kapsamında taraflar borçlu ve alacaklı olarak nitelendirilir. Yapılan sözleşmelerde mutlaka en az bir borçlu ve bir adet alacaklı olur. Alacaklı ve borçlu sayısı birden çok da olabilir. Karşılıklı iradelerin uyuşması halinde sözleşmeler geçerli olur. Anayasamızda da sözleşmelerden bahsedilmiştir. Anayasanın 48. maddesinde “çalışma ve sözleşme hürriyeti” konusundan bahsedilir. Her birey çalışma ve sözleşme yapma hürriyetine sahiptir.
Sözleşmeye taraf olanlar istedikleri şekilde sözleşmeyi düzenleme özgürlüğüne sahiptir. Ancak, kanunun emredici hükümlerine aykırı düzenleme getirilemez. Sözleşme özgürlüğünün de sınırları vardır. Kişilik haklarına, ahlaka, hukuk kurallarına aykırı konuları barındıran sözleşmeler geçersizdir. Türk hukukunda sözleşme hukuku diye özel bir kanun yoktur. Sözleşme hukuku diye bir dal olmamasına rağmen tüm hukuk dallarında sözleşmelerden bahsedilmiştir. Sözleşme hükümleri, sonuçları ve yaptırımları ile alakalı pek çok hüküm bulunur. Bu hükümler çeşitli kanunlara yayılmıştır. Özellikle, Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunu’nda, Ticaret Kanunu’nda, İş Kanunu’nda, Tüketici Kanunu’nda özel olarak yer verilen bazı sözleşme türlerine rastlarız.
Sözleşmeler Hukuku Ne İşe Yarar?
Hakları savunabilmek ve hak iddia edebilmek için hukuka, yasalara ihtiyaç vardır. Bu durum iş dünyasında görülebileceği gibi günlük yaşantımızda da karşımıza çıkabilir. Kişiler, sözleşmeler ile kendilerine tanınmış hak sahibi olur. Sözleşme hukuku, insanlara özgür iradeleri ile hak tanıyan, hakkın sınırlarını çizen, hakları koruyan ve o hakları koruma altına alan, sözleşmeye aykırı davranış halinde yasal yollara başvuru olanağı sağlayan bir hukuk alt dalıdır. Sözleşmenin geçersizliği, feshi, iptali, sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmemesi halinde başvurulacak yollar, karşı taraftan talep edilebilecek haklar, tazminin söz konusu olabilen zararlar bu dalın alanına girer. Genel olarak Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri sözleşmelerin kurulması, feshi, karşılıklı edimlerin ifası ve sair hususlarda başvurulacak hükümler içerir.
Yeni bir ev ya da araba satın alırken, bankadan kredi çekerken, noterden vekalet çıkarırken, bir vakfa bağışta bulunurken, miras paylaşılırken, evlenirken, boşanırken dahi sözleşmelere ihtiyaç duyulabilir. Günümüzde en çok kullanılan sözleşme tipleri şunlardır:
(İdari İşler Yönetimi içerisinde yer alanlar koyu renkli olarak belirtilmiştir)
• Satış sözleşmesi
• Geri alım sözleşmesi
• Ödünç sözleşmesi
• Pazarlamacılık sözleşmesi
• Evlilik sözleşmesi
• Kefalet sözleşmesi
• Kredi sözleşmesi
• Komisyon sözleşmesi
• Evlat edinme sözleşmesi
• Gizlilik sözleşmesi
• Factoring sözleşmesi
• Garanti sözleşmesi
• Rehin sözleşmesi
• Karz sözleşmesi,
• İpotek sözleşmesi
• Adi ortaklık sözleşmesi
• Tüketici sözleşmesi
• Kira sözleşmesi
• Eser sözleşmesi
• İş sözleşmesi
• Hizmet sözleşmesi
• Miras taksim sözleşmesi
• Ticari (mal) alım-satım Sözleşmesi
• Dağıtım sözleşmesi
• Acentelik sözleşmesi
• Franchising sözleşmesi
• Taşıma sözleşmesi,
• Sigorta sözleşmesi
• Vekalet sözleşmesi
• Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi
• Ölünceye kadar bakma sözleşmesi
• Bağışlama sözleşmesi
• Ön alım sözleşmesi
• Takas sözleşmesi
• Araç satım sözleşmesi
gibi pek çok sayıda sözleşme tipi vardır.
İnsanlar arasındaki ilişki ve iletişim türleri geliştikçe çağın gereksinimlerine uygun yeni, daha kompleks yapıda sözleşme türleri de ortaya çıkabilmektedir.
Sözleşme Özgürlüğü
İnsanlar, sözleşme yapmak ve yapmamak konusunda tamamen özgürdür. Herkes istediği sözleşmeyi yapmakta özgür olduğu gibi aynı şekilde zorla hiçbir sözleşmeye de taraf olamaz. Sözleşmenin tipini belirlemekte özgürlerdir. Sözleşmenin hangi hallerde sona ereceğini belirleme, yine diğer tarafın zararlarını karşılama, ya da öngörülen cayma tazminatı veya cezai şart ve sair sonuca bağlı hüküm saklı kalmak üzere, tek taraflı olarak son verme özgürlüğü vardır. Ayrıca, sözleşme yapacağı kişileri de seçme özgürlüğüne sahiptir. Bu durumun tek bir istisnası vardır. Kamu hizmetinden faydalanmak isteyenler mecburi olarak bazı kurumlar ile sözleşme imzalar.
Öte yandan, yukarıda da belirtildiği üzere, sözleşmenin içeriğini belirlemede tamamen özgür değillerdir. Türk Borçlar Kanunu’nun 6. Maddesinde “ Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilir”. Türk Borçlar Kanununun 27. Maddesinde kanunun belirlediği sınırların ne olduğuna işaret edilmiştir. Buna göre; Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Başka bir deyişle, bu tür sözleşmeler yapılamaz, yapılmış ise dahi geçersizdir.
Sözleşmenin Hazırlanması
Sözleşmeler hukukunda dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. İlk olarak her iki tarafta ne istediğini açık bir şekilde sözleşmede belirtmelidir. Ayrıca, sözleşmenin sonuçları öngörülür olmalıdır Sözleşme taslağı hazırlanmalı ve bu taslak olabildiğince net ifadeler içermelidir. Tarafların hak ve yükümlülükleri somut şekilde öngörülmeli, süreli olup olmadığı, yenilenme biçim ve koşulları, hangi hallerde sona erdirilebileceği düzenlenmeli, feshin sonuçları etraflıca düşünülmeli ve hükümler öngörülmeli, tarafların iradelerinde boşluk bırakmayacak şekilde hükümlere yer verilmelidir. Sözleşme imzalanmadan önce tüm hukuki sonuçları düşünülmeli ve yükümlülükler iyi denetlenmeli. Sözleşmenin ihlali sonucunda önemli yaptırımlarla karşılaşılabileceği unutulmamalıdır. Kanun hükümlerinin öngördüğü usule ve varsa emredici şekle uygun olmalı, örneğin tapu müdürlüğünde yapılma veya noter önünde düzenlenme veya yazılı olma, tanık huzurunda gerçekleştirilme ve bunun gibi şekil şartlarına riayet edilmelidir.
Genel kural olarak sözleşmeler yazılı olmak zorunda değil ise de, bazı sözleşmeler için kanun belirli bir prosedür, şekil şartını zorunlu tutmaktadır. Örnek vermek gerekirse, gayrimenkullerle ilgili satış sözleşmeleri resmi şekilde yapılmalıdır (Türk Borçlar Kanunun 237. Maddesi), o gayrimenkulün bulunduğu tapu sicil müdürlüğünde, müdürlükçe gerçekleştirilmelidir. Haricen yapılan satışlar geçersizdir. Motorlu taşıtların devri (trafikte kayıtlı aracın satışı) ile ilgili sözleşmeler, yazılı olarak noterlerce gerçekleştirilmek durumundadır. Aksi halde geçersiz olur.
İyi bir sözleşme, tarafların iradesinin başlangıçta hukuk ilişki kurulurken ayrıntısıyla ortaya koymalı, süresi, feshi, sonuçları, yaptırımları, sözleşmeye uyulmama ihtimali göz ardı edilmemelidir. Hukuki koruma yollarına başvuruda en etkili yöntem, başlangıçta sözleşmenin iyi düzenlenmesi, tarafların iradesi hak ve sorumluluklarını doğru ve boşluksuz öngörmesidir. İçeriği açıdan eksik bir sözleşme veya şekil koşullarına uyulmadan gerçekleştirilmiş bir sözleşme, ileride yargıya başvurmak zorunda kalacak ilgili kişiye iyi bir hukuki koruma sağlamayacaktır. Bu nedenle sözleşmenin hazırlanması aşaması önem taşır.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nda sözleşmede uygulanacak ilkelerden söz edilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nda sözleşme sözcüğü tam 721 defa geçmiştir. Bununla birlikte pek çok sözleşmenin kendine özgü ilkelerini düzenleyen özel kanunlarda özel hükümler yer almaktadır.