İşletme yönetiminin altı fonksiyonu vardır. Bunlar planlama, karar verme, örgütleme, personel yönetimi, eş güdüm, liderlik ve denetlemedir. Yöneticiler yönetimleri doğrultusunda planlanan ve yapılması istenen faaliyetlerin yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise ne kadar doğru, etkin ve verimli yapıldığını, yapılmamış ise neden yapılmadığını kontrol etmek zorundadır. Bu nedenle yönetici için denetim çok önemlidir.
Denetim ile planlama işlevi arasında organik bir ilişki vardır. Planlama olmaksızın denetimden bahsedilemez. Planlama, örgütleme, yürütme ve eşgüdüm faaliyetlerinin sonuçlarının değerlendirilmesidir. Yöneticinin bu fonksiyonlarda taksirli olması işletmede çeşitli sorunlara yol açar. Özellikle birleştirilmiş departmanlarda sıklıkla görülür. Yöneticinin birden fazla fonksiyonla ilgilenmesi, departman içinde hem yönetici hem de personel gibi çalışması nedeni ile oluşan iş yoğunluğundan dolayı taksire sebep olur. Yönetici birimini yönetmez hale bile gelebilir. Bu durumun sorumluluğu yönetici dışında işverene de aittir. Yöneticinin bu şekilde çalıştırılması ve yöneticinin denetimleri sonucu çıkan öngörülerini dikkate almayan işveren de taksirlidir. Özellikle kurumsallaşmamış ve/veya kurumsallaşma yolunda olan firmalarda sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. İşveren ve/veya yöneticinin taksirinden dolayı meydana gelecek olumsuzluklar yaralanma ve/veya ölüm olarak karşımıza çıkabilir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre gerçekleşen iş kazası nedeniyle meydana gelen ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hale getiren olay taksirle öldürme veya yaralama suçudur. Söz konusu yükümlülüklerin tespitinde hâkim bilirkişi raporunu da dikkate alarak taksirin varlığını tespit etmektedir.
Dikkat ve özen yükümlülüğünün kaynağı konu bakımından önem arz etmektedir. Türk Ceza Kanunu’nda dikkat ve özen yükümlülüğünün kaynağının açıklanmadığı görülmektedir. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda ise dikkat ve özen yükümlüğüne ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır.
Dikkat ve özen yükümlülüğünün kaynağını, resmi makamlar tarafından öngörülmüş yazılı kurallar oluşturabileceği gibi özel kişiler tarafından öngörülmüş yazılı kurallar da oluşturabilir. Buna akademik bilgiler, mesleğin örf /adeti ve zararlı sonuçları önlemeye yönelik davranış kuralları da dâhildir. Ortak deneyimlerin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık da taksiri doğurabilir. Somut olayla ilgili olarak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasına geçildiğinde ise hâkim meydana gelen olayın özelliklerine ve yükümlülüklere göre “dikkat ve özen yükümlülüğünün” ihlal edilip edilmediğine karar verir.
Doktrinde genel kabul gören görüşe göre; failin (yönetici ve işveren) yaşı, zekâ derecesi, görgüsü, eğitimi ve sosyal seviyesi gibi özelliklerin gözetilmesi suretiyle, neticeyi öngörüp öngöremeyeceği belirlenir. Bütün bu yeteneklere göre sahip olmasına rağmen bu yükümlülüklere aykırı davranan kişi, suç tanımımda belirlenen neticenin gerçekleşmesine neden olması durumumda kusurlu sayılır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işveren hakkında birtakım yükümlülükler düzenlenmiştir. İşveren ister açık bir şekilde mevzuatta belirtilmiş olsun isterse belirtilmemiş olsun işçilerin sağlığı ve güvenliği için gerekli tedbirleri almak zorundadır. İşveren önlemlere ve bilgilendirmelere uygun hareket edilip edilmediğini denetlemelidir. Denetimin amacı alınan önlemlere işçilerin uymasının sağlanmasıdır. Çünkü bu önlemlere gerekli şekilde uyulmadığı takdirde riskin gerçekleşme durumu yüksek olacaktır. Bunun neticesinde önlem almanın yanında denetim yükümlülüğü de işverene yüklenmiştir.
Sonuç olarak tüm işveren ve yöneticiler, yönetimleri doğrultusunda sorumluluklarının bilincinde işlerini yapmalıdırlar. Görevleri süresince öngörülü olarak yönetimin tüm fonksiyonlarını yerine getirerek denetimleri de ihmal etmemelidirler. İşverenler yöneticilerine görevlerini tam yapabilmeleri için birden fazla fonksiyon yada departman görevlendirmesi yapmamalıdır. İşverenler yöneticilerinin öngörülerini dikkate alıp, alınması gerekli önlemler konusunda fikirlerine saygı duymalı ve bunları yerine getirmesi için karşı koymamalıdır. Ayrıca taraflar için cezai sorumluluğa ilişkin eğitim ve seminerlerin yapılması da önemli rol oynayacaktır.
Comments